Çocuk Beslenmesi Danışmanlığı

Çocuk Beslenmesi Danışmanlığı

Çocukluk dönemi; yaşamın en renkli dönemlerinden. Bu dönemde çocuk ailesini ve çevresini daha yakından incelemeye başlar ve yaşamı öğrenmeye çalışır. Bu nedenle çocukluk döneminin büyük bir kısmı araştırma, inceleme ve taklitle geçer.

Çocukların besinsel ihtiyaçları bebeklik dönemine göre farklılık gösterir. Çünkü hızlı büyüme dönemi, bu yaş grubunda biraz yavaşlamaktadır. Çocukların yavaş büyümesi aileleri endişelendirse de, bu durum normaldir. Çocuğun besinsel ihtiyaçları saptanmalı ve bu ihtiyaçlara göre beslenme programı düzenlenmelidir.

Çocukluk dönemi, beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı dönemdir. Bu dönemde çocuk sofraya oturmayı, tek başına yemek yemeği öğrenir ve bu aşamada genellikle anne ve babasını taklit eder. Bu yaş grubu çocuklar kendi bakış açılarına göre düzenlendiğinde eğitimden sıkılmazlar ve öğrenmeye hevesli olurlar. Bu yüzden çocukluk döneminde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması daha kolaydır.

Anne ve babaların yaptıkları en büyük yanlışlardan biride; çocuk beslenmesi ile yetişkin beslenmesinin aynı olduğunu düşünmektir. Oysa yetişkinlerden farklı fizyolojiye sahip çocukların beslenmeleri de yetişkinlerden farklı olacaktır. Çünkü besinsel ihtiyaçları yetişkinlere nazaran daha farklıdır.

Çocukluk döneminde en sık görülen sorunlardan biri iştahsızlıktır. Bunun en yaygın sebebi psikolojik temellidir. Anne ve/veya babanın yaptığı yemek yeme baskısı, sofrada kavga, inatlaşma ve diğer çocuklarla kıyaslama gibi hatalar çocukta iştahsızlığa yol açabilir. Bu tür sorunların çözülmesinde beslenme eğitiminin ve psikoterapinin önemi unutulmamalıdır.

Çocukluk döneminde yaygın olarak görülmeye başlanan bir diğer sorun da şişmanlıktır. Çocukluk çağı şişmanlığı, çocuğun gelecek dönemdeki sağlığını da etkileyebilecek bir sağlık tehdidi olarak algılanmalıdır. Çocuğun sağlıklı olarak büyüme ve gelişmesi için sağlıklı vücut ağırlığına ulaşması gerekir. Fakat çocuklar büyüme ve gelişmeleri olumsuz etkilenebileceğinden ötürü bilinçsiz zayıflama diyeti uygulamamalıdırlar. Bunun yerine kendi besinsel ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme programı uygulamalıdırlar. Bu beslenme programı uzman bir diyetisyen tarafından çocukla birlikte oluşturulmalıdır. Haftalık kontrollerle kilo vermesi ve büyümesi gözlenmelidir. Ayrıca çocuk sevdiği bir spor dalına yönlendirilmelidir.

Ergenlik Döneminde Beslenme Danışmanlığı

Ergenlik Döneminde Beslenme Danışmanlığı

Ergenlik dönemi, yaşam olgusunun en önemli dönemlerindendir. Çünkü bu süreçte kişi hem psikolojik gelişim ile hayata karşı bir duruş kazanmaya başlar, hem de hızlı büyüme döneminde olduğundan vücudunda önemli değişiklikler olur.

Ergenlik döneminde besinsel ihtiyaçlar artar. Büyümenin hızlı olması nedeniyle enerji ve protein başta olmak üzere birçok besin öğesi gereksinmesi yükselir. Bu dönemdeki bireyin yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi boy uzaması ve cinsiyet gelişimi için de gereklidir.

Ergenlik döneminde yaşanan sıkıntılara bağlı olarak, özellikle kızlarda yeme bozuklukları sıkça görülür. Bu dönemde oluşan yeme bozuklukları bulimia nervosa, anoreksiya nervosa ve tepkisel yeme bozukluklarına yol açabilir. Yeme bozuklukları tedavi edilmediğinde kritik sağlık sorunları oluşabilir. Bu durumda diyetisyen ve psikolog işbirliği ile gerekli tedavi uygulanmalıdır.

Ergenlik döneminde görülen beslenme problemlerinden bir diğeri de obezitedir. Yapılan çalışmalar ergenlik döneminde görülen obezitenin, çocukluk çağı şişmanlığından daha tehlikeli olduğunu ortaya koydu. Ergenlik dönemi şişmanlık yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme programı, uygun egzersiz programı ve psikoterapi eşliğinde ileride yeni sorunlar oluşturmayacak şekilde çözümlenebilir.

Bu dönemde rastlanan diğer beslenme sorunları; iştahsızlık, öğün atlama, abur cubur tipte beslenme gibi sorunlardır. Uygun beslenme eğitimi ile bu dönem kişilere sağlıklı beslenme uygulamaları ve bu uygulamaların önemi aktarılır.

Yeme Bozuklukları Beslenme Danışmanlığı

Yeme Bozuklukları Beslenme Danışmanlığı

Yeme bozuklukları son dönemde giderek yaygınlaşmaktadır. Aşırı zayıf olma isteği, şişmanlamaktan aşırı korkma, kendi vücut imgesini beğenmeme gibi davranışlar ile kendini belli eden yeme bozuklukları birkaç alt sınıfa ayrılır.

Anoreksi Nervosa: Beden imgesi bozulması ile birlikte aşırı kilo kaybına rağmen zayıf olma isteği olarak tanımlanabilir. Aşırı kilo kaybına rağmen birey kendini beğenmez ve daha da zayıf olmaya çalışır. Anoreksi Nervosa, tedavi edilmezse çok ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Birey hasta olduğunu reddettiğinden dolayı mutlaka psikoterapi gerekir. Anoreksi Nervosa hastası olan bireyler besinsel ihtiyaçlarına ve sağlık durumlarına göre bir beslenme programı takip etmelidirler.

Bulimia Nervosa: Aşırı besin tüketiminden duyulan suçluluk nedeni ile kusma, laksatif veya diüretik kullanımı ile tanımlanabilecek bir psikolojik hastalıktır. Bu bireyler genelde standart ve hızlı kilo verdiren bir diyet uygular ve bunun sonucunda açlık krizine girer. Açlık krizinde kendini kaybedecek kadar hızlı ve fazla miktarda besin tüketir ve hemen ardından pişman olurlar. Pişmanlık dolayısı ile genelde bilinçli olarak kusarlar. Tedavi edilmediği taktirde çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek Bulimia Nervosa, diyetisyen ve psikolog iş birliği ile tedavi edilebilir. Bulimia hastası olanların mutlaka sağlıklı ve kendi durumlarına uygun bir beslenme programı takip etmeleri gerekir.

Ortoreksia Nervosa: Sağlıklı beslenmenin bir takıntı haline gelmesi ve bunun sonucunda bireyin birçok yiyeceği sağlıksız olarak düşünmesi, sağlıksız beslenen insanları yadırgaması ve onları küçük görmesi, çok az yemek yemeye başlaması ve sadece enerjisi düşük besinleri tercih etmesi ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Ortoreksia olan kişilerin sağlıklı ve Kişiye ÖZEL bir beslenme programı takip etmesi gereklidir. Bazı durumlarda psikoterapiye ihtiyaç duyulabilir.

Gece Yeme Sendromu: Bütün gün normal veya düşük miktarlarda beslenen bir bireyin, geceleri bir anda oluşan yeme dürtüsü sonucu aşırı miktarda besini hızlı bir şekilde tüketmesidir. Tüketilen besinlerin çoğunu şekerli, tatlı ve karbonhidrattan zengin besinler oluşturur. Gece yeme sendromu görülen kişiler kolaylıkla kilo alabilirler bu nedenle bir beslenme ve diyet uzmanından (diyetisyen) yardım almaları gerekir. Aynı zamanda bu davranışlarının sonlanması, davranış değişikliği tedavisi gerektirir ki bu da psikolog yardımı ile gerçekleştirilir.

Karbonhidrat Bağımlılığı: Günümüzde başta şeker hastaları olmak üzere birçok kişide görülen bir yeme problemidir. Mevsimsel veya sürekli olarak gerçekleşebilir. Karbonhidrat bağımlısı olanlar, karbonhidrat krizine girdiklerinde aşırı miktarda karbonhidratlı besini biranda tüketirler. Şeker hastalarının kan şekeri dengesini etkileyen bu durum, sağlıklı bireylerde de kilo almaya neden olabilir. Kişiye özel beslenme programı, beslenme eğitim programı ve psikolog görüşmesi ile kişi sağlıklı yaşantısına geri dönebilir.

Kadınlara Özel Beslenme Nasıl Olmalıdır ?

Kadınlara Özel Beslenme Danışmanlığı

Kadınlık yolculuğunda sağlığın korunması ve geliştirilmesi için sağlıklı beslenme son derece önemlidir. Kadınlar yaşam süreci boyunca birçok farklı fizyolojik durum yaşarlar ve bu olgular beslenme durumlarını etkiler.

Ergenlik, hamilelik ve emziklilik süreçlerinden başka beslenmeyi etkileyen durumlar da söz konusudur. Adet öncesi sendromları, menapoz dönemi ve polikistik over sendromu gibi durumlar kadınların vücut kompozisyonlarını, iştahlarını, vücut ağırlıklarını ve yaşam koşullarını oldukça etkiler.

Adet öncesi sendromu aşırı şişkinlik hissi, ödem, tatlı krizleri, meme hassasiyeti, baş ağrıları ve yoğun stres ile karakterize, adet döneminden yaklaşık bir hafta önce başlayan ve adet başladıktan 3–4 gün sonra biten problemlerdir. Bazı kadınlarda adet öncesi dönemde bir sıkıntı yaşanmazken, bazı kadınlar her adet dönemi öncesi bu problemlerle uğraşmak zorunda kalırlar. Adet öncesi sendromuna, sağlıklı bir beslenme programı ile savaş açılabilir.

Menapoz, kadınların en çok sıkıntı çektikleri dönemlerden biridir. Hormonal değişmelerin etkisi ile bel çevresinde kalınlaşmaya, vücut yağ dokusu miktarının artmasına sebep olur. Kilo artışı ve kemiklerden kalsiyum çekilmesi nedeniyle oluşabilecek osteoporoz problemi genel sağlığı bozar ve yaşam kalitesini düşürür. Bu dönemdeki kadın, bir beslenme ve diyet uzmanı tarafından birebir görüşmeler sonucunda hazırlanmış bir beslenme programı takip edilmelidir. Böylelikle menapoza bağlı sağlık riskleri en aza indirilmiş olur.

Polikistik over sendromu son dönemde daha da yaygınlaşmış bir sağlık sorunudur. Vücut kilo almaya eğilimlidir. Bunun yanı sıra kan şekerinde dengesizlikler, cilt problemleri, şişkinlik, adet düzensizliği ve kan lipid profilinde değişiklikler yaşanır. Polikistik over sendromlu kadınlar, yoğun açlık hissi ve iştah nedeni ile aşırı beslenmeye eğilim gösterir. Yaşam kalitesinin arttırılması, kan şekerinin dengelenmesi, kilo kontolü ve sağlık risklerinin en aza indirilmesi için polikistik over sendromlu kişi mutlaka bir beslenme ve diyet uzmanı ile görüşmeli ve birebir görüşmeler sonucunda hazırlanacak sağlıklı beslenme programını uygulamalıdır. Nil Diyet olarak amacımız; kadınlık yolculuğu boyunca kadınların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine katkıda bulunmak, oluşabilecek sağlık sorunlarını en aza indirmek ve buna bağlı olarak yaşam kalitesini arttırıp ve yaşam boyu etkin kilo yönetimi sağlamaktır.

Sporcu Beslenmesi

Sağlıklı bir hayata sahip olmanın yolu spor yapmaktan geçer.  Aynı şekilde sağlıklı bir beslenme alışkanlığı, kişilerin sportif aktivitelerini daha başarılı gerçekleştirebilmelerini sağlar.

Futbol ve basketbol başta olmak üzere birçok farklı spor kategorisinde ter döken oyuncular, sağlıklı bir şekilde beslenmek ve tükettikleri gıdalara azami dikkat göstermek zorundadır. Antrenman esnasında oldukça yoğun şekilde çaba sarf eden ve bunu neticesinde enerji kaybeden bir sporcu, uğradığı güç kaybını izale edebilmek için vitamin ve mineral takviyesi de yapma ihtiyacı hisseder. Vücutta var olan vitamin ve minerallerin, terleme ve sindirim sistemi üzerinden dışarı atılması sonucu ortaya çıkan açığı kapatabilmek için titiz bir planlama yapılmalı ve bu sürece harfiyen uyulmalıdır.

Karbonhidrat ve yağ yakımını hızlandıran sportif aktivitelerden sonra kendini gösteren protein ve vitamin ihtiyacı, günümüzde çeşitli takviyelerle gideriliyor. Bu takviyeleri kullanırken bir uzman tavsiyesi almak, organlara zarar vermeden, kararında bir doz ile besin desteği almakta fayda olacaktır.

Protein, vitamin, karbonhidrat ve yağ gibi kararında kullanıldığı zaman vücuda fayda sağlayan besinleri uzman denetiminde tüketmek; bir süre sonra telafisi imkansız sonuçlar doğurabilecek olumsuz durumların önüne geçebilmeyi mümkün kılar.

sporcu beslenmesiŞayet sporcu performans kaybına uğramamak için kilo almaktan veya vermekten korkuyorsa, yemek porsiyonları üzerinde düzenlemeye gidilir. Tamamen sporcuya özel oluşturulan beslenme tavsiyeleri ile de hedeflenen kilo değerinin korunması sağlanır. Sporcunun tüketmekten zevk aldığı yiyecekler analiz edilir, bu doğrultuda sağlıklı ve lezzetli bir diyet programı hazırlanır. Programın her safhasında sporcunun görüş ve fikirleri doğrultusunda hareket edilir. Hangi besinleri ne sıklıkla tüketmesi gerektiği noktasında brifing alan sporcular, sağlıklı bir şekilde beslenip spor için gerekli olan enerjiyi bu şekilde elde etme fırsatını yakalamış olurlar.

Bebeklerde Beslenme

Bebek sağlığı ve beslenmesi dünyaya gözlerini açtıkları andan itibaren etrafındaki insanların neşe kaynağı olan bebekler, hastalıklara karşı bir hayli savunmasız oldukları için mutlaka dikkatli ve özenli bir şekilde beslenmelidir. Özellikle ilk kez bebeğini kucağına alan ve bu muhteşem duyguyu tadan acemi anneler, farkında olmadan bebeklerin sağlıksız beslenmesine yol açabiliyorlar. Bağışıklık sisteminin daha uzun bir süre zarfında güçlenmesine, dolaylı olarak da bebeklerin daha kolay hastalanmasına sebep olan bu durumu önlemek için bir bilene danışmakta fayda olacaktır. Üstelik bu süreçte yalnızca bebek değil, bebeği emziren annenin de beslenmesine dikkat etmesi gerekir. Bebekler için en koruyucu ve besleyici besinlerden olan anne sütünü artırmak için ne tür gıdalar tüketmeniz gerektiğiyle ilgili uzmanından ipuçları alabilirsiniz. Doğumun ardından uzun bir süre daha beraber beslenecek olan anne ve bebeğin yeme içme alışkanlıklarını uzman bir diyetisyen gözetiminde düzenlemesi mutlak surette önem taşır.

Bebeğinize kaç ay boyunca anne sütü vermeniz gerektiği noktasında karmaşa yaşıyorsanız,
Yeni doğan yavrunuzu emzirirken sütünüzün birden kesildiğini fark etmişseniz ve bu olumsuz durumun üstesinden nasıl geleceğinizi bilmiyorsanız,
Bebeğinizin süte karşı alerjisi olduğunu ve bu sebepten dolayı yeteri kadar gıda alamadığını fark etmişseniz,
Piyasada var olan onlarca mama markası arasından bebeğiniz için en doğru tercihi belirleme noktasında kararsız kalmışsanız,
İshal veya kabız olan bebeğinizin sindirim sistemini nasıl düzene sokacağınızı merak ediyor, onun sağlıklı bir şekilde sindirim yapabilmesini istiyorsanız,
Ne tür besinlerin sütünüzü artıracağını öğrenmeye karar verdiyseniz,

Yaşlılık Döneminde Beslenme

Hayat boyu edinmiş oldukları tecrübe ve bilgi birikimiyle bizlere yol gösteren yaşlı insanlar, senelerin akıp gitmesi sonucu zamanla fiziksel olarak zayıf ve halsiz düşebilirler. Toplumun her kesimini tehdit eden sağlıksız beslenme alışkanlıkları, özellikle 65 yaş ve üzerindeki kişiler için önlem alınması gereken bir sorun olarak karşımıza çıkar. Vücudun ağırlık kaybetmesi, iç organların zayıflaması ve işlevlerini tam olarak yerine getirememesi; kişinin yaşam kalitesini azaltır ve hastalıklara daha kolay yakalanabilmesine yol açar. Bu noktada yapılması gereken yaşlılıkta dengeli olarak tüketilmesi gereken besinlere ve öğün sayısına diyetisyen gözetiminde karar verip, bu programa harfiyen uymak olmalıdır.

Hâlihazırda ülke nüfusunun 4 milyondan fazlasını 65 yaş ve üzeri vatandaşlar oluşturuyor.  Yaşlılığın getirisi olarak kas ve kemik kaybına maruz kalan, iç organlarının fonksiyonel çalışmamasından yakınan insanlar; bağışıklık sisteminin zayıflaması neticesinde çeşitli hastalıklara da maruz kalabilirler.

Peki, insan yaşlandığında vücudunda ne gibi değişiklikler meydana gelir?

Vücut hızla su kaybına maruz kalacağı için ağızda salgılanan tükürük miktarı da doğru orantılı olarak düşüş gösterir. Hazmı kolaylaştıran tükürük salgısı azalınca sindirim sistemi de güçlük yaşar, kişiler iştah kaybı yaşamaya başlar. Kas ve kemik kaybı yaşanacağı için fiziksel hareketlilik azalır, bu da metabolizmanın yavaşlamasını netice verir. Vücuttaki iç organlar zamanla görevlerini tam olarak yerine getirememeye başlar.

Yaşlılar nasıl beslenmelidir?

yaşlılıkta beslenmeYaşlı insanlar mümkün mertebe yağlı yiyecekleri tüketmekten kaçınmalı, öğünlerine balık ve baklagilleri dâhil etmelidirler. Her gün süt içmek, fazla kilolardan diyetisyen gözetiminde kurtulmak ve hazır gıdalardan uzak durmak da yapılması gerekenler arasında yer alır.

Şunu unutmayın, sağlıklı beslenmek için hiçbir zaman geç değildir. Uzman bir diyetisyen gözetiminde yaşlılık dönemini çok daha sağlıklı ve zinde geçirebilmeniz imkân dâhilindedir.

Hamilelikte Beslenme

Hamileliğin ilk 3 aylık evresinde kilo verebilmenin mümkün olduğunu biliyor muydunuz? Evet, yanlış okumadınız: Gebeliğin başlangıcında sağlıklı ve dengeli bir şekilde kilo verebilmek gayet mümkün. Gebelik öncesinde kilo verme fırsatını yakalayamayan anne adayları, kişiye özel hazırlanan beslenme programlarıyla gebeliğin başarılı bir şekilde sonuçlanması sürecini desteklemiş olurlar. Bu sayede kişiler isterlerse fazla kilolarından kurtulabilir, isterlerse de hâlihazırdaki kilolarını koruma fırsatını elde etmiş olurlar. Hamilelik döneminde kilo verme niyetindeyseniz, bunun için en sağlıklı dönem olan hamileliğin 0-3 aylık evresinde gerçekleştirmeniz gerekir.

Hamilelikte ne tür besinler tüketilmeli?

Anne karnındaki bebeğin vücudu oluşmaya başladıkça, annenin vücudunda var olan vitamin, mineral, demir, kalsiyum ve magnezyum stoku azalmaya başlar. Bu durumu dengelemek için gebenin bu faydalı mineralleri sağlıklı beslenerek temin etmesi gerekir. Bunun yolu da yoğurt ve süt başta olmak üzere kırmızı et, organik mevsim meyveleri, salata ve kırmızı et tüketiminden geçer. Eğer sigara bağımlılığı söz konusuysa bir an önce sigarayı bırakmak, alkollü ve kafeinli içecekleri (kahve, çay, enerji içeceği) tüketmeye ara vermek gerekir. Herhangi bir insan için bile zararlı olan cips ve kola gibi içecekler, hamile kadınların gebelik sürecini olumsuz etkileme riskini barındırır.

Halk arasında “aşerme” olarak da bilinen durumla karşı karşıya kalındığında ise hamur işi, pasta, poğaça ve makarna gibi sağlıksız karbonhidratlardan ve şeker barındıran yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bu gibi durumlarda etkisini gösteren tatlı krizlerini mevsim meyvelerini tüketerek karşılayabilirsiniz.

9 ay sürecek olan gebelik dönemi boyunca size yol gösterecek ve rehberlik edecek bir uzman tavsiyesine ihtiyaç duyuyorsanız, uzman diyetisyen yardımı almanızda fayda olacaktır. Bunun için de sitedeki formu doldurup bana ulaşmanız yeterli olacaktır. İlk muayene ücretsizdir.

Kalp Damar Hastalıklarında Beslenme

İnsan vücudunun “motoru” olarak da nitelendirilen kalp, vücudu çepeçevre saran damarlara kan pompalama görevini ara vermeksizin yerine getirir. Ancak bazen sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının olumsuz bir getirisi olarak vücutta kalp damar hastalıkları baş gösterebilir. Genellikle hayvansal gıdalarda bulunan sağlıksız yağlar, organların sağlıksız bir şekilde çalışmasına yol açıp damarlarda tıkanıklıkların oluşmasına yol açabilirler. Bu durumu önlemek için yapılması gereken kasap reyonlarında hazır satılan; salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerine temkinli yaklaşmak olmalıdır. Ayrıca düzenli bir egzersiz programıyla vücudun harekete geçmesini sağlayıp yağ yakımını hızlandırabilirsiniz. Tüm bu önlemler sayesinde kalp damarlarınızda var olan tıkanıklıkları açmak için bıçak altına yatmanıza, anjiyo ve kalp pili takılması gibi cerrahi müdahalelere maruz kalmanıza gerek kalmaz. Daha sağlıklı ve zinde bir hayat tarzını diyetisyen yardımıyla belirlemiş olduğunuz beslenme programıyla yakalamış olursunuz.

Vücudun bolca temiz oksijen almasını ve kişinin zinde hissetmesini sağlayan egzersizlerin yanı sıra, beslenme alışkanlığınızı da aşağıdaki gıdalara temkinli yaklaşarak düzen altına alabilirsiniz:

Hayvansal gıdalarda var olan sert, zor eriyen yağlar ve tereyağları
Fabrikalarda işlem gören sucuk, sosis, köfte ve salam gibi etler
Pastalarda sıklıkla kullanılan krema ve kaymak gibi gıdalar

Günümüzde kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler tedirgin edici boyutlara ulaşmış bulunuyor. Kimi zaman stresten, kimi zaman da diyabet ve obeziteden kaynaklanan bu hastalık; gerekli tedbirler bir an evvel alınmadığı takdirde ölümcül sonuçlara yol açabiliyor.

Diyetisyeninizle karşılıklı danışarak üzerinde karar kılacağınız sağlıklı ve doyurucu bir diyet ve beslenme programıyla kalp damar sağlığınızı korumak adına önemli bir adım atmış olabilirsiniz. Ücretsiz muayene formunu doldurarak bu adımı atmaya ne dersiniz?

Gebelik Döneminde Beslenme Danışmanlığı

Hamile kadınların zihnini en çok kurcalayan soruların başında gelen  “Gebelik öncesinde beslenme nasıl olmalıdır?” sorusu, aslında anne adaylarının bebekleri daha doğmadan onlara nasıl şefkat ve merhametle yaklaştığının bir göstergesidir. Her şeyin en iyisine layık olan minik yavrularının sağlıklı bir şekilde dünyaya gözlerini açması, kuşkusuz gebe kadının hayallerini süsler.

Bebeğin vücudunun anne karnında yavaş yavaş oluşmasıyla birlikte “”tek vücutta iki kişi”nin yaşadığı bir durum ortaya çıkar. Beslenme alışkanlığını bu duruma göre şekillendirmek doğru bir karar olacaktır, ancak yersiz endişelere kapılıp paniklemeye hiç de gerek yok. Hamileliğin ilk aylarında yaşanan mide bulantısı ve iştah kapanıklığı, anne adaylarının kilo almasını bir süreliğine geciktirebilir. Bu esnada bebek, annenin vücudunda var olan mineralleri tüketmeye başlar. Mineral ve vitamin kaybına uğrayan anne adayları, bu açığı sağlıklı beslenerek kapatmak zorundadır.

Gebelik öncesinde sağlıklı ve düzenli bir şekilde beslenerek, bebeklerin sağlıklı bir şekilde doğumunu gerçekleştirebilmek mümkündür. Bunun için aşağıdaki tavsiyeleri dikkate almakta fayda olacaktır:

Gebelik öncesinde vücudunuzda var olan vitamin ve minerallere takviyede bulunmanız gerekir. Bebeğin vücudu oluşmaya başladıkça bu kaynakları tüketecektir.
Eğer fazla kilolarınız varsa, gebelik dönemini daha rahat bir şekilde geçirebilmek için bu kilolardan kurtulmaya başlamalısınız. Özellikle obez kadınların hamilelik sürecinin çok ciddi tehlike ve riskler barındırdığını belirtmek gerekir.
Kemiklerin oluşumunda kullanılan kalsiyum ve demirin yanı sıra omega yağ asitlerini de tüketmekte yarar olacaktır.

Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek isteyen anne adayları, gebelik öncesinde mutlaka bazı önlemler almalı ve beslenme alışkanlığını tekrar gözden geçirmelidir. 9 ay süren zorlu bir hamilelik döneminin ardından fazla kilolarınızı vermek istediğinizde de yine uzman bir diyetisyen gözetiminde düzenli bir diyet programını takip etmeniz gerekir.

Hamilelik Döneminde Beslenme Danışmanlığı

Sağlıklı beslenme yaşamın her döneminde olduğu gibi hamilelik döneminde de önem taşır. Anne karnında yaşam yolculuğuna başlayan bebeğin, fiziksel ve mental açıdan normal olarak dünyaya gelebilmesi için anne adayının yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi gerekir.

Anne adayının gebelik süresince kazandığı ağırlık, bebek ve anne sağlığı için çok önemlidir. Anne adayının hamilelik süresince kazanacağı ağırlık, hamilelik öncesindeki vücut ağırlığına bağlıdır. Bu nedenle gebeliğe zayıf başlayan anne adaylarının diğer kadınlara göre daha fazla enerji alması gerekir.

Hamilelik süresince, gereğinden az ağırlık kazanımı, anne adayının vücut depolarının tükenmesine ve bebeğin besin ihtiyaçlarını karşılayamamasına neden olur. Gereğinden fazla ağırlık kazanımı ise bebeğin kalitesiz beslenmesine neden olur ve doğumla birlikte bebekte bazı sağlık sorunları oluşabilir. Gereğinden az veya gereğinden çok fazla ağırlık kazanmak; erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riskini de arttırmaktadır.

Bebeğin anne karnındaki gelişim aylarına göre, anne adayının beslenmesinin düzenlenmesi gerekir. Çünkü bebeğin gelişen organ ve sistemlerine göre besinsel ihtiyaçlar farklılık gösterir. Gelişme dönemine göre, bazı besinlerin ve besin öğelerinin daha fazla alınması gerekir.

Hamilelik sadece bebeğin sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duyduğu bir dönem değildir. Bu dönemde anne adayının kendisi için de sağlıklı beslenmeye ihtiyacı vardır. Annenin kendi ihtiyaç duyduğu depoları yitirmemesi için kendi özelliklerine uygun bir beslenme programı uygulaması gerekir.

Hamilelik her ne kadar muhteşem bir duygu da olsa, bir kadının hayatında karşılaşacağı en büyük fizyolojik yüklerden biridir. Bu nedenle bazı anne adaylarında hamilelik süresi boyunca çeşitli sağlık sorunları görülebilir. Hamilelik döneminde en sık rastlanan sağlık sorunları; bulantı, kusma, iştah kesilmesi, reflü, gaz sancısı, karın ağrısı, ödem ve kabızlıktır. Bu sağlık sorunlarının birçoğunun kişiye ve duruma özel beslenme progr